Baştanbaşa Kırgızistan – Ala-Archa

Kırgızistan faaliyetimizin sonuna yaklaşırken ekip olarak Ala-Archa Milli Parkı’nda, coşkun Aksai şelalesine kadar uzanan yaklaşık zorlu ama keyifli bir tırmanış gerçekleştirildi. Yol boyunca sarp kayalıklar, çam ormanları ve buzulların eriyen sularıyla beslenen berrak dereler ekibe eşlik etti. Her adımda doğanın gücü ve Tengri Dağları’nın görkemi hissedildi.
Bişkek’in sadece 40 kilometre güneyinde, Tanrı Dağları’nın (Tien Şan) görkemli eteklerinde yer alan Ala-Archa Milli Parkı, Kırgızistan’ın en özel doğa köşelerinden biri. 1976’da milli park ilan edilen bu bölge, adını buradaki ardıç ormanlarından alıyor: “Ala-Arça”, yani alacalı ardıç. 200 km²’lik geniş bir alana yayılan park, 1.500 metreden başlayıp 4.895 metreye kadar yükselen zirveleriyle adeta bir doğa laboratuvarı.

Bugünkü rotamız ise parkın en çok bilinen güzelliklerinden biri olan Ala-Arça Şelalesi’ne doğruydu. Yaklaşık 5 saat süren tırmanış boyunca dikleşen patikalar, taşlık geçitler ve arada nefeslenmemizi sağlayan serin gölgeler bizi karşıladı. Yol boyunca coğrafya bir ders kitabı gibiydi: eriyen buzulların beslediği berrak dereler, morenlerle kaplı yamaçlar ve ardıç–çam karışımı ormanlar… Dağların sessizliği içinde ilerlerken, hem fiziksel sınırlarımızı zorladık hem de doğanın muazzam gücünü hissettik.

Ala-Arça yalnızca kısa yürüyüş rotalarıyla değil, dağcılık açısından da bir cazibe merkezi. Parkta 30’dan fazla buzul, 50’den fazla zirve bulunuyor. İşte burada karşımıza çıkan en etkileyici vadilerden biri Ak-Sai Vadisi. Kırgızcada “Beyaz Vadi” anlamına gelen Ak-Sai, adını karla kaplı zirvelerinden ve vadinin kalbinde yer alan Ak-Sai Buzulu’ndan alıyor. Bu buzuldan doğan dere, Ala-Arça Nehri’nin en güçlü kollarından biri.

Dağcılar için Ak-Sai Vadisi bambaşka bir dünya. Çünkü burada Korona Zirvesi (4.860 m) ve parkın en yüksek noktası olan Semenov-Tyan-Şanski Zirvesi (4.895 m) yükseliyor. Bu zirveler, yalnızca Kırgızistan’da değil, tüm Orta Asya’da dağcıların en çok tercih ettiği antrenman ve tırmanış rotalarından. Vadinin çetin coğrafyası, buzulları, alpin çayırları ve taşlık morenleriyle birleştiğinde, insana hem meydan okuyan hem de büyüleyen bir manzara sunuyor.

Bizim için bu yolculuk, yalnızca şelaleye varmak değil; her adımda doğayla daha fazla bütünleşmekti. Ala-Arça’nın serin suları, Ak-Sai’nin sessiz ihtişamı ve Tanrı Dağları’nın zirveleri arasında geçen bu gün, hem bedensel bir sınav hem de ruhsal bir yenilenmeydi.

Tırmanış boyunca nefes kesen manzaralarla karşılaşıldı: vadilerin derinliği, şelalenin coşkusu ve yükseklerde saklanan buzullar… Bazen yorgunluk, bazen dinlenme, ama her seferinde doğanın bizlere sunduğu sessizlik ve özgürlük duygusu bütün yorgunluğumuzu aldı.

Bugünün sonunda anlaşıldı ki Ala-Arça’da tırmanış sadece fiziksel bir yolculuk değil, aynı zamanda içsel bir keşifti.

 

Özden Gülen

#AlaArça #Kırgızistan #IssykKul #TanrıDağları #DoğaYürüyüşü #Tırmanış #Şelale #Dağlar #Keşif #DoğaSeverler #TravelKyrgyzstan #Mountains #HikingAdventure #NatureLovers #Gezginler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir