15 Eylül Pazar günü yaza veda yürüyüş ve pikniği için bir araya gelen Nokta Dağcılık Ekibi Ketenli Yaylası’na doğru yola çıktı.
Ketenli yaylası çevresi karaçam ve meşe ormanları ile kaplı, özellikle kampçıların ve fotoğrafçıların sık uğrak yeri olan bir bölge. Zamanında muhtemelen keten ekimi yapıldığı için yaylaya bu isim verilmiş olduğu söylenmekte. Yaylaya varıldığında Aras şelalesine doğru yürüyüşe geçildi. Kuzeye doğru, Uludağ’ın yamaçlarını karşıya alarak patika üzerinde kısa bir süre ilerledikten sonra asıl rotaya girildi. Aras şelalesine ulaşmak için orman içinden oldukça dik bir patikadan zorlu bir yürüyüş yapılması gerekiyor. Yol boyunca manzara muhteşem. Uludağ’ın kendine has endemik bitki örtüsü, çam, kayın ve kestane ağaçları arasından ilerliyordu.. Nihayetinde yaklaşık bir saati aşan sıkı bir yürüyüş sonrası önce açık alanda tekrar Uludağ’ı göründü.. Kış ve ilkbaharda bu taşlık bölgede Aras deresinin çağıltısı duyulurmuş. Ormanlık alanın sonunda kısa bir süre sık çalıların arasından yürüdükten sonra, patikanın bitimindeki açık alanda Aras şelalesi tam karşıda belirdi., Ancak kayalıkların üzerinden ilerleyerek aşılması gereken bir kilometre yol daha vardı. Yaklaşık 1700 metre rakımdaki şelaleye yaklaşırken Uludağ’ın serinliğini iyice hissediliyordu. Aras şelalesi, kayalıklar içinden doğup, yaklaşık 15 metre yükseklikten dökülüyor. Uludağ’ın kar sularını Aras deresi ile vadi içerisinden taşıyıp Nilüfer deresini oluşturuyor. Suyu mevsime ve yağışlara bağlı olarak kış kadar bol olmasa da şelaleyi seyredip serpintileri ile ferahlayan ekip flama da açarak bol bol fotoğraf çekti. Keyifle yapılan Aras yürüyüşünün ardından Ketenliye dönen ekip burada hazırlanan cağ kebabı ile yaza veda pikniğinde tabiatın ve dostluğun keyfini çıkardı.
Artık sonbahar ve kış yürüyüşlerinde, zorlu kış tırmanışlarında buluşmak üzere.
